VAR mı? Yok mu?

VAR mı? Yok mu?
Yayınlama: 08.10.2019
Düzenleme: 13.12.2022 15:26
A+
A-

Ülkemizde 2019-2020 “Cemil Usta Sezonu”  ile rayına oturan Video Hakem Uygulaması Türk futboluna yeni bir perspektif getirmeye başladı.

Akademisyenlerin de araştırmalarına konu olan Hâkim – Hakem kıyaslaması, adalet dağıtan mekanizmanın işlerliğini sorgulayan ve dijital çağın sonlarına yaklaştığımızda karar vericileri koşullandırmada ne kadar fayda sağlayacak hep birlikte göreceğiz. Amaç odur ki insan hatasını asgari seviyeye indirirken, verilen kararların adaletli, eşitlikçi ve sonuca etki etmeyecek düzeyde tutabilmektir. Aranan sonuçlar ortak olunca VAR kameralarını Adalar Belediyesi üzerine çevirmenin vakti geldi kanısındayım. Kamuoyuna aslında pozisyonda kimlerin olduğunu, kimin aldatmaya yönelik hareketler içine girdiği, kimin elle oynadığı, kimin arkadan çelme taktığını hepsini göreceğiz. Erman Toroğlu’nun deyimiyle “pozisyon içinde pozisyon icabı pozisyon” tamda durumu anlatan vecize gibi söz.

         Daha önceki yazılarımı okumuşsanız ki, şiddetle okumanızı tavsiye ediyorum, Adaları yönetmeye aday olup da o makamlara gelenlere bir nebze olsun hatalarını göstermek, adaletli olmaları için uyarmak, hukuk ve insan hakları zemininde kalmaya davet etmek, en başta ise bu makamların halka hizmet etme, halkın refahını artırma, kamu vicdanını el üstünde tutması gereken makamlar olduğunu hatırlatmak istedim. Geldiğimiz duruma bakacak olursak bir adım bile ileriye gidememişiz. Maalesef eskisinden de beter durumdayız.

         “Oynat Uğurcuğum” diyerek başlayalım.

         Kıyıları halka açacağım dediniz Erdem Gül. Açılan kıyı değil de denize giren vatandaşın cebi açıldı. Ücretsiz denize girme umuduyla Adalara gelen vatandaşı plaj denilen ucube yerlerde halk sağlığını hiçe sayan insanların eline bıraktınız. Utanmadınız Heybeliada Çam Limanı denen yere elektrik-su bağlattınız.

         Adalar Belediyesini kamu kurumu olmaktan çıkarıp girişine zorunlu olan Türk Bayrağını astırmaktan imtina ettiniz. Siyasi Başkan Yardımcınızı şaibeli birim müdürünüzün ayağına düşürdünüz. Sanmayın ki bu durumdan Başkan yardımcınız zarar görecek, tüm adalılar biliyor ki İstiklal Marşını okumayanın bayrağa hiç saygısı da olmaz.

         Selefiniz Atilla Aytaç bir seyyarın bıçaklı saldırısına maruz kalacak olsa da sizin kadar seyyara izin vermedi. Tüm yaz boyunca sayenizde Büyükada da adım atacak köşe/sahil bırakmadınız. Sadece seyyar mı, sokakları caddeleri restoranların işgaline sizin kadar kimse göz yummadı. Her gece sizin kadar kimse alkollü restoranları ziyaret etmedi. Etse bile Atilla Aytaç gibi kredi kartını çıkardı babalar gibi hesap ödedi. Size birileri Adalar da başkan hesap ödemez diye mi fısıldadı Bay Başkan.

         Şeffaflık belgesine imza attınız, halkla aranızdaki tekhaber vasıtası olan internet sayfanızda kim kimin yerine müdür, kim vekil, kim başkan yardımcısı, kim nereden sorumlu her şeyi çorbaya çevirdiniz. Sıkılmadınız ben imza atmam dediniz, yapılan tüm usulsüz harcamalara ortak oldunuz. Sizi tehdit edeni başkan yardımcılığına atadınız. Hakkında bir dizi şaibe, şikâyet, yolsuzluk şüphesi olan, daha da vahimi asaleten zabıta müdürü olanı göreve iade edip, uyduruk olanın emrine verdiniz.

         Kamu görevlisi olmanıza rağmen hizmet aracı olan tekneleri şahsi emelleriniz için kullandınız. Geceleri hangi kamu yararını gözeterek bu araçları gece taksisine çevirdiniz. Kamuya ait araçlara koyacak yakıt bulunamaz iken, bu tekne gezilerine bu kadar mazotu nerden bulabildiniz.       

         Atölyenizde kamyon yüklü hurdaları işletme müdürlüğünüze ait çıkarma gemisiyle anakaraya satmaya götürenlere göz yumdunuz. Büyükada Atatürk meydanına çadır kurdurtup, panayıra çevirip birilerinin nemalanmasına fırsat verdiniz.

         Encümeninize karar aldırmadınız. Ruhsatsız işyerlerinin kapanmasına zabıta müdürünüzle mani oldunuz. Vergisini veren esnafının günahına girdiniz. İşgallerden kamuyu zarara uğrattınız. Adalar ilçesinin tüm geri dönüşüm işini birilerine peşkeş çektiniz çekmeye devam ediyorsunuz.

         Açıklamadığınız Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Biriminizin ödeneği ile Temsil ödeneğinizin nasıl faturalandığı ortaya çıkacaktır. Temsil ettiğiniz ama üyesi olmadığınız bir partinin 96 yıllık onurunu ayaklar altına aldınız. Özel hayatınızla kamu görevinizi birbirine karıştırdınız. Adalarda yaşayan halk değil, siz aile hayatınızı ve özel seçimlerinizi Adalara taşıdınız. Aleni bir şekilde aile kavgalarınızı, ayrılık rüzgârlarınızı, yeni beklentilerinizi herkesin gözü önünde yaşamaktan sıkılmadınız.

         Belediye Başkanlığı makamını konut tutamayacak, birilerinin evinde kalacak kadar ayağa düşürdünüz. Mesailerinize alkolü karıştırarak hata üzerine hata yaptınız.

         Personelleriniz arasında kayırmacı davranarak liyakati öldürdünüz. Önünüze gelen resmi yazılara işlem yapmadınız. Haksız kazanç sağlayanlara kamu kaynağını kullandırdınız. Vatandaşın size emanet ettiği, vergilerinden oluşan Belediye bütçesini nasıl kullandığınızı halktan gizlediniz, Kent Konseyi seçimlerine akıl almaz şekilde müdahale edip, kişisel yetkimi kullanıyorum diyerek seçimlere hile bulaştırdınız.

         Başkan yardımcınız sizin yerinize aday olacak iken tüm siyasi kariyerini partisi adına sizinle çalışmayı kabul ederek riske atmış oldu. Karşılığında zabıta müdürlüğünü ondan alarak mı verdiniz. Yoksa ne yaptığını bilmez, 5 yıldır ile açığa alınmış bir başkan yardımcına bağlayarak mı cezalandırdınız. Şimdilerde zabıtayı kime bağlayacağınız meçhul değil de, kendini müdür zanneden zevat, akçeli işleri çok iyi bilene bağlanmak için kulis yapadursun siz buna da imza atarsınız. Artık kuşku duymuyoruz. Meclis üyenizi siyasi başkan yardımcınızdan üstün tutmakla kalmayıp, her işi onunla yapmaya kalkarsanız, kör ile yatan şaşı kalkar deyimi tam da size uyar. İlçe Başkanı sizin adınıza aylarca çalıştı, halkı ikna edebilmek için tüm imkânlarını seferber etti ancak siz onu dikkate dahi almayacak kadar kibirli hale geldiniz. Sahi hangi ara siyaseti öğrendiniz de bu insanları bir kalem de silebilecek cesareti buldunuz. Aktivist Greta Thunberg’in sözlerini uyarlayarak

Adaların hayallerini, halkın geleceğini, umudunu çaldınız. Siyasi yok oluşumuzun, kamunun kaynaklarının çarçur edilmesinin başındayız. Siz ise sadece paradan konuşuyorsunuz. Nasıl cüret edersiniz?” tamda size karşı bir cümle.

         Adalar Belediyesini siz mi yönetiyorsunuz Sayın Erdem Gül, yoksa Basın Yayın ve Halkla İlişkilerinin usulsüz müdürü mü? Bunu ben demiyorum kim diyor, 275/2017.02 sayılı araştırma raporunu hazırlayanlar ve yakında da Sayıştay diyecek. Organize suç örgütü diyorlar açıp okudunuz mu? Okumadığınızı çok iyi biliyorum. Gazetemizin yorumlarına, haberlerine konu olan şahsiyetlerin yüzleri dahi kızarmıyor, sizin de mi?

 Attığınız tweetlerin (siz atıyorsanız eğer) altına yazılanları biraz okuyun da kendinize gelin. Şu ana kadar kimseyi umursamayan, halkı hor gören bir nevi Cotard Sendromu yaşıyor olabilirsiniz, ancak zamanı geldiğinde dikkate almadığınız halktan medet umar hale geleceksiniz. Size en çok güvenen insanları yollarda terk ettiniz, yalanlarınızla kandırdığınızı zannetme yanılgısına düştünüz. Asıl kaybeden siz oldunuz, sayenizde de tüm Adalar.

Geriye yaptıklarınızın Fair-Playe mi yoksa hukuka karşı mı olduğunun kararını vermek kaldı.

         Hesap sorulmayacağını mı düşünüyorsunuz. Tüm bunları gören de, önünde şikayet dilekçeleri olanda savcısı da kaymakamı da gerekeni yapacaktır. Kanunlar er yada geç tecelli edecek, hak yerini bulacak, kamu vicdanı rahatlayacaktır. Gerçi Kaymakam Bey size yazmış 26 Haziranda, en geçte 8 Temmuzda ayrıntılı cevap istemiş, Siz ne yaptınız size karşı kaymakam ne yaptı göreceğiz. Re’sen soruşturma nedir ne değildir hep beraber göreceğiz.

Evet, sevgili Adalılar VAR kameraları önünüzde karar da, yetkide, düdükte sizde. Varın kararı siz verin. Kalın sağlıcakla.

N.A.

Bir Yorum Yazın

This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.

Ziyaretçi Yorumları - 5 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.