Adalar Belediyesi mükelleflere 19/11/2014 tarihli ve 22024496/2974 sayılı yazı göndererek eski eser sayılan binalardan geriye dönük vergi tahakkuk ettirileceğini bildirmiş, Atilla Aytaç’ın talimatıyla Yaşar Kıroğlu ve AKP’den belediyeye transfer ettiği AKP meclis üyesi aday adayı olan başkan yardımcısı İsmail Şener vatandaşları belediyeye çağırmış, belediyenin karanlık odasına alarak pazarlıklara başlamış ve binaya göre karanlık odada savcılık tehdidiyle adalılara ayrı ayrı rayiç biçilmişti!
Ancak bazı duyarlı vatandaşlar tehditlere boyun eğmemiş, mahkemeye başvurmuş ve yürütmeyi durdurma kararı almıştı. Konuya örnek olsun diye bu mahkeme sonucunu haber yaptık;
Adalar’da 1.424 adet tescilli eski eser bulunduğunu bu eserlerin 65 adedi anıt, mezar vb. statüsünde olup, 73 adedi ise İBB ve Milli Emlak Müdürlüğü gibi resmi kurumların mülkiyetinde olduğunu ancak 587 adedi çeşitli oranlarda emlak vergisi muafiyetinden yararlanmakta olduğunu daha önceki haberlerimizde belirtmiştik.
Adalar belediyesine belediye başkanı Atilla Aytaç tarafından bu işler için özel olarak getirilen, geldiği günlerde Büyükçekmece Belediyesi’nde rüşvet almak şuçu ile yargılanan başkan yardımcısı Yaşar Kıroğlu, belediyeye transfer ettiği AKP’den meclis üyesi adayı olan başkan yardımcısı İsmail Şener ile beraber takip edip araştırdıkları üzerlerinde değişiklik yapılan tescilli eski eser binaları tek tek listeleyip mükelleflere 19/11/2014 tarihli ve 22024496/2974 sayılı yazı göndererek uzlaşmaya davet etmiş, savcılık tehdidiyle bina sahiplerinden binalardaki kusurlar için belediye ye bağış yaptırmış ancak bazı vatandaşların tepkisini üzerine ve konu mahkemeye intikal etmişti. Konuyu inceleyen mahkeme haksızlık yapıldı ifadesiyle yürütmeyi durdurma kararı vermişti.
Adalar belediyesi avukatları, İhbarname zorunluluğunun dava konusu taahhuk için geçerli olmadığı, bu hususun 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu’nun 34. Maddesinde idarece tarh olunan vergileri ihbarname gönderilmek suretiyle taahhuk eden vergilerden ayrık tuttuğunu, verginin geçmişe yönelik tarh edilmediği, tahakukun dayanağının 2863 Sayılı yasanın 11. Maddesi olduğu, muafiyet hakkının ortadan kalkmış olmasının vukuu üzerine tahakkuk yapıldığı, 1319 Sayılı Emlak kanunu’nun 41. Maddesinin 4. bendi ile özel kanunların bina ve arazi vergilerine ilişkin muaflık ve istisna taşıyan hükümlerin yürürlükten kaldırıldığı, somut olayda korumaya alma amacı ortadan kalkmış olduğu, kesin yapılanma yasağına aykırılığın hala devam ettiği, kurul kararları ile de işlemin doğruluğunun tecil edildiği ileri sürülerek davanın ve yürütmenin durdurulması isteminin reddi gerektiği savundu ise de,
Mahkeme, 2863 sayılı Kültür ve Tabiat varlıklarını Koruma kanunu’nun olay tarihinde yürürlükte olan 21. maddesinde, tapu kütüğüne “korunması gerekli taşınmaz kültür varlığıdır” kaydı konulmuş olan ve I’inci ve II’nci grup olarak gruplandırılmış bulunan taşınmaz kültür varlıkları ile arkeolojik sit alanı ve doğal sit alanı olmaları nedeniyle üzerlerinde kesin yapılanma yasağı getirilmiş taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları olan parsellerin her türlü vergi, resim ve harçtan muaf olacağı hükme bağlanmıştır. 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu’nun 23 üncü maddesinde, ( 8 numaralı fıkra hariç) yazılı vergi değerini tadil eden nedenlerin bulunması halinde ( geçici ve daimi muafiyetten faydanılması hali dahil) emlak vergisi bildirimi verilmesi zorunludur. devlete ait arazi için bildirim verilmez. Bildirimler; a) Yeni inşa edilen binalar için, inşaatın sona erdiği veya başlanndığı bütçe yılı içerisinde b) Bu kanunun 33. Maddesinde ( 8 numaralı fıkra hariç) yazılı vergi değerini tadil eden sebeplerin doğması halinde, değişikliğin vuku bulduğu bütçe yılı içerisinde, emlakın bulunduğu yerdeki ilgili belediyeye verilir. Yukaruda fıkralarda yazılı haller bütçe yılının son üç ayı içerisinde vuku bulduğu takdirde, olayın vuku bulduğu tarihten itibaren üç ay içerisinde verilir. Elbirliği mülkiyetinde mükellefler müşterek imzalı bildirim verebilecekleri gibi, münferiden de bildirim verebilirler. Paylı mülkiyet halinde ise bildirim münferiden verilir. El birliği mülkiyetinde münferiden bildirim verildiği taktirde, gayrimenkule ait vergi değeri üzerinden hissedarların adedine göre ayrı ayrı tarh ve taahhuk yapılır. Bildirimlerin şekli ve kapsamı Maliye Bakanlığı’nca belirlenir” hükmüne yer verilmiştir. Emlak vergisinin tarh ve tahakkunu düzenleyen söz konusu maddeler 4751 sayılı kanun ile değiştirilmiş ve yapılan değişiklikle tarh ve tahakkuka ilişkin yeni esaslar getirilmiştir. 4751 sayılı kanunla yapılan değişiklikle emlak vergisinde genel beyan esasın kaldırılması öngörüldüğünden emlak vergisi mükellefleri için sadece Emlak Vergisi Kanununun 33 üncü maddesinin (1) ilâ (7) numaralı fıkralarında yazılı sebeplerin doğması halinde bildirim verme zorunluluğu getirilmiştir. 213 sayılı vergi usul kanununun 29. Maddesinde re’sen tanımına yer verilmiş, mükerrer 30. Maddesinde ise, ikmalen ve re’sen tarh olunan vergilerin ihbarname ile ilgisine tebliğ olunacağı, mükerrer 30. Maddesinde de 29. ve 30. Maddenin dışındaki hallerde idarenin yoklama fişine müsteniden tarhiyat yapacağı belirtilirken ihbarname esasının bu yönüyle de uygulanacağı öngörülmüştür. Bu durumda, vergi değerini tadil eden bir durumun ve bu konuda bildirim yapılmadığının tespiti halinde re’sen tarhiyat yapılıp bu hususun mükelleflere bir yazı ile bildirilmesi ve ihbarname esasıyla tarhiyat yapılması gerekmektedir.
Yürütmeti dudurma kararı verilen dosyanın incelenmesinde: davacı maliki olduğu Burgazada 53 Ada 90 parselde bulunan gayrimenkulünün tarihi eser vasfında olması nedeniyle öteden beri vergiden muaf olarak işlem gördüğü, davacı idarece ise belediyenin ilgili birimleri tarafından taşınmazın eski eser niteliğini etkileyen tadilatlar yapıldığı tespit edilen taşınmazın muafiyetinin kaldırıldığı gerekçesi tahakkuk ettirilen vergiler ve payların tahsili için dava konusu 22/12/2014 tarih ve 4054 sayılı ekinde tebliğ edilen borç döküm listesinin düzenlediği anlaşılmıştır.
Olayda, davalı idarece verilen savunmada davacının muafiyet hükümlerini ihlal gerekçesiyle dava konusu tahakkukların yapıldığı bildirilip, savunma ekinde muafiyetin ihlali davacı nezninde tespitine ilişkin yasal bir tutanak, tespit üzerine yapılan tarhiyata ilişkin ihbarname ve tebliğine ilişkin alındı vs. belgeler gönderilmemiş ve ihbarname düzenlenmesine gerek olmadığı savunulmuştur. Bu durumda uyuşmazlıkla davacıdan talep edilen borç döküm listesi içeriği emlak vergisi ve bunlara bağlı diğer vergilerin yukarıda anılan yasa maddelerince ihbarname tanzimi suretiyle istenilmesi gerekirken doğrudan bir yazı ve ekindeki hesap ekstresinin tebliği ile istenilmesinde hukuka uyarlılık bulunmamaktadır.
Hukuka aykırı olarak tahakkuk ettirilen verginin davalı idarece 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usul Hakkında Kanun uyarınca takibine başlanılması davacının mal varlığı üzerinde telafisi güç veya imkansız zararların doğmasına neden olacağı tabiidir.
Açıklanan nedenlerle; hukuka aykırılığı açık olan dava konusu işlemin; uygulanması halinde telafisi güç zararlar doğurabileceğinden 2577 Sayılı Kanunun 27. Maddesi uyarınca teminat alınmaksızın yürütülmesinin durdurulmasına, kararın tebliğinden 7 gün içerisinde Bölge İdare Mahkemesi’ne itiraz yolu açık olmak üzere 24/03/2015 tarihinde oy birliğiyle karar verildi. İfadelerine yer vermişti.
Şükrü Abanoz