Adalar Belediyesi’nde yürütülen iş ve işlemlerin ancak kayyum atanması ile düzelebileceğini tespit eden ve kamuoyunda “KAYYUM raporu” olarak bilinen ön araştırma raporunun ikincisi İstanbul Valiliğe teslim edildi.
İstanbul İli, Adalar Ilçe Belediyesi’nin uygulamaları hakkında, İçişleri Bakanlığı’na yapılan yazılı vaki şikayet dilekçesinde yer alan, iddia, isnat ve diğer şikayet konulan hakkında yapılan tetkik ve araştırma sonucu “Araştırma Raporu” Teftiş Kurulu Yönetmeliğinin 64. Maddesi uyarınca tanzim edilen nihai Rapor.
RAPORU OKUMAK İÇİN ÜZERLERİNİ TIKLAYARAK BÜYÜTEBİLİRSİNİZ
Belediyenin KAMUOYUNA DUYURUSU arkasından bayağı bir zaman sonra İBB müfettişi N. Özdemir’den 2. KAYYUM RAPORU(NİHAİ) sunulmuş ve daha geniş kapsamlı bir rapor yine İst. Valiliğine sunulmuştu.
Adalar Belediyesinde artçı deprem etkisi yaratan bu rapor sonrası suçlanan personeller ve belediye yöneticileri belediyedeki FETÖ’nün belediyeler imamını ağırlayanlar ve bu imama belediyenin personellerine eğitim verdirenler kendileri değilmiş gibi herkese PES artık dedirtecek şekilde çevresindeki has tayfasıyla hep bir ağızdan İBB müfettişini FETÖ’cü olmakla suçladıkları, basın duyurusu yaptıkları, sağda solda konuştukları söylentileri Adalar’da çalkalanmaya başlamıştı.
Bu FETÖ nelere kadirmiş. Fetö’cü olduğu konusunda kuşku bulunmayan firari Erkan Karaarslan bile ortaya çıksa İBB müfettişini FETÖCÜDÜR suçlayabilecek. Amerika’da FETÖ iade edilse o bile kendini yargı karşısına dikenleri, FETÖCÜ diye suçlayabilir.
15 Temmuz kalkışmasının bugüne bıraktıkları komik sonuçları bunlar. Ya tutarsa mantığı ile Adalar Belediyesi’nde yapılanlar ortada değilmiş gibi belediye dönen dolapları ortaya dökenleri FETÖCÜLÜK ile suçlayabiliyorlar. Nedeni açığa çıkmaları. Bırakacaklardı palas pandıras yuvarlana yuvarlana kimse karışmadan belediyeyi yönetmek. Kanun yok, hesap vermek yok, kamu paralarının nereye harcandığını sormak yok, dedim oldu bitti mantığı ile kabile tarzı yönetime devam.
İşte 2 KAYYUM RAPORU(NİHAİ) sonrası artçı deprem aslında bu HANDİKAP için kaleme alınmış bir suç duyurusu gibi hazırlandığı anlaşılıyor. Gazetemizin ele geçirdiği aynı müfettişin raporu sırasında konusu farklı suçlar olan tespitlerini ve işlem yapılması içinde yine İstanbul Valiliğine gönderdiği anlaşılıyor. Aslında bu şekilde yapacağına direk savcılığa suç duyurusu yapsaydı bize göre daha doğru olurdu. Malum bürokrasi de Trabzonlular, Müfettiş derneklerinin etkin. Trabzonlu üyelerinin, üyeleri veya sıkı ahbapları için devreye girdikleri ve artık kurtuluşu yok dediğin kişileri adaletin elinden aldıkları iddiaları sıkça konuşulmaktadır.
İşte aşağıdaki rapor tam bu bakımdan çok önemlidir. Bugüne kadar hiçbir müfettişin yapmadığı bir uygulamadır ve olması gerekende tam olarak budur. Yani müfettiş araştırması sırasında konusu suç olan konuları da tespit ettiğinde bu suçları raporlamak ve ayrıca bunları daha derin araştırmak/soruşturmak/ön inceleme yapmak için kendisine yetki veren makamdan onay ister. Basit anlatımla bu suç duyurusudur. Müfettiş suçları tespit etmiştir ama yinede bana yetki verirseniz bunları da daha detaylı araştırıp bu tespit ettiklerimin yargılanmasını sağlarım demek gibi bir sonuçtur. Adalara gelen müfettişlerde ilke olarak göremediğimiz bir uygulamadır.
Bu suç duyurusu uygulamasını birde yine başka bir İBB Müfettişi olan A. Birkan’da görmüştük. Hatırlanırsa yine haber yaptığımız Adalar Belediyesi 2010-2012 arası çöp dosyalarından eski alacaklı bir firmanın parasını ödemek için defalarca Başkan A.Aytaç ile buluşulmuş/görüşülmüş/rakı balık yenmiş firma ile aralarında ödeme protokolü yapılmış, firmanın protokolden vazgeçmesi halinde 1 milyon tazminat konmuş, belediyenin vazgeçmesi halinde hiçbir tazminatın olmadığı protokole tabili yine uymayan taraf belediye olmuş daha sonrada firma belediyeye fiili haciz yapmış, belediye başkanının makam odasına, makam arabasına haciz yapılmış ve arkasından belediye başkanı intikam amaçlı firmanın 5-7 sene önce yapılan işlerinin hak edişlerini araştırtmış, belediye müfettişine rapor tutturmuş, ne alakası varsa mali müşavir firmalara para ödeyerek denetim yaptırıp iddialarını kuvvetlendirmeye çalışmış, sonrasında firmaya kamu zararı var bu kadar parayı vezneye yatır diye yazı gönderince, firma bu işin arkasında imzası olan herkesi kendisine suç isnad ediyorlar yıllardır alamadığı alacağını organize tezgah ile yok etmeye çalışıyorlar diye savcılığa şikayet etmiş, arkasından belediye bakmış ki isnat ettikleri kamu zararı iddiası kendi ellerinde patlayacak mecburen firmadan sonrada olsa savcılığa şikayette bulunmuşlar ve sonuçta Ön İnceleme görevi verilen İBB müfettişi A.Birkan dosyayı soruşturmaya başlayınca şaşırtıcı bir sonuç ortaya çıktığı görülmüştü.
Belediyenin iddia ettiği kamu zararı yerine firmanın bu işleri yaparken belediyenin menfaatine olacak şekilde işi bitirdiğini hem de menfaatin toplamda 4 milyonu bulduğunu, İBB Kesin Hesap bürosunun hesaplamaları ile net ortaya koymuş ve memurlara soruşturma izni vermemiş ama incelemeleri sırasında konusu suç olan tespitler içinde ayrıca suç duyurusunda bulunmuştu. Yaptığı bu suç duyurusunda kendisine yetki verilmemesi araya yine bir gücün girdiğini göstermişti. Resmi teemmüllere göre suçu tespit edene verilmesi gereken Ön İnceleme kapanması için olsa gerek İBB de Trabzonlu, Müfettişler Derneğine üye bir müfettişe verilmiş ve oda üzerine düşen görevi layıkı ile yaptığı ve dosyayı kapattığı söylenmektedir. Üzerine ne düştü ise artık Vatandaş olarak bahtımıza.
Gazetemiz, Müfettişler ve 4483 S.K mercek altına alınmış Kamu Kurum ve Kuruluşları ile bunlara bağlı belediyelerdeki işlenen suçların savcı karşısına gitmeden müfettişlerce nasıl kapatıldığı, savcıların isteseler bile İhaleye Fesat dışında bir şey yapamadıkları, gelen müfettişlerin Adalar’da nasıl ağırlanarak gözlerinin boyandığı, istedikleri raporları çıkartıp piri pak oldukları, 2009 yılından beri Adalar Belediyesine SAYIŞTAY iNCELEMESİ gelmemesinin nasıl sağlandığı, Adalar Belediyesinin bürokraside nasıl bu kadar etkili olabildikleri, soruşturmalardan nasıl kurtuldukları, 15 Temmuz kalkışmasında Adaların merkezi durumda nasıl olduğu, gazetemizin elbette ki araştıracağı konulardır.
İBB müfettişinin raporundan sonra Mülkiye Müfettişi Hasan Yılmaz aylar süren araştırma sonrası ön inceleme yapmış ve 21 personele ilk dalga sarı zarf ile savunma istenmiş bu raporu da gazetemizde yayınlamıştık. İlk dalga sarı zarflardan çoğu memura SORUŞTUMA İZNİ kanaati hasıl olunca, Adalar Kaymakamlığı da memurların çoğuna, yargılanma başlanacak SORUŞTURMA İZNİ’ni verdi. Tabi memurlar bunu idari yargıda Kaymakamlık kararını bozdurmaya çalışsalar da itirazlarının red olacağını sonucun değişeceğini zannetmiyoruz. İdari yargı adı üstünde İdareyi koruyacak ve memurların talebini reddedecek ve davalar açılacak düşüncesindeyiz.
İkinci dalga sarı zarflar ise, bu defa 32’ye yakın çalışan ve emekli olan ve hatta vefat eden memurların işlediği düşünülen suçları kapsamaktaydı. Bu sarı zarf gelen memurlardan en dikkat çekici kişiler ise eski yeni Adalar Belediye Başkanları ve Başkan Yardımcılarının da 32 kişinin arasında olmasıydı.
Yıllardır belediye başkanları 5393 S.K kapsamında belediye bütçelerini Mali Hizmetler Müdürleri vasıtasıyla kendileri hazırlamaktaydılar. Belediye bütçesinin hazırlanmasından, Belediye Başkanları, Mali Hizmetler Müdürleri ile beraber direk sorumludur. Ben hazırlamadım haberim yoktu demek şansları yoktur. Yönetecekleri belediyenin alacaklarını tahsil etmek iç- dış borçlarına göre bütçelerini DENK olarak tanzim öncelikle kendi sorumluluklarıdır. Belediyenin bütçesinde, hata yapma lüksleri yoktur. Hata; Belediyeyi iş yapamaz, memur ve işçilerine maaşlarını ödeyemez, yapım ve hizmet işleri yüklenicilerine hak ediş tutarlarını karşılayamaz hale getirebileceği gibi Belediyelerini daha borçlu hale getirebilir.
Dolayısıyla Belediyede en önemli iş kısaca alacak verecek durumunu gösteren, personel maaşları ile ve hizmet işlerini yürütülmesi için ödenecek ihalelerin bütçedeki karşılıklarının planlanması ve denk bütçe oluşturulup hizmetlerin aksatılmadan yürütülmesi, organizasyonunu sağlayacak olan bütçenin hazırlanmasından, yasa koyucu, 5393 S.K ile direk Belediye Başkanını mesul tutmuştur.
Bu bütçeyi ister kendi hazırlar, isterde Mali hizmetler Müdürü aracılığı ile hazırlar kendine kalmıştır. Bütçede imzası olan her birim amiri hatalarından, yanlış beyanlarından, sanal bütçe hazırlanmasından elbette öncelikle belediye başkanları ile beraber sorumlu olacaklardır. Mesela yıllardır Sedef Adası’ndaki arsalar bütçeye satış yapılacak diye konulmaktaysa da, belediyenin arsaları satmak için bir teşebbüsü yoktur. Her yılın bütçesinde mutlaka görülen arsa satışı bütçede var ama reel de satış yoktur. Olmayınca da bütçeyi sanal bütçeye dönüştürdüğü iddia edilmektedir.
Bilindiği kadarı ile bu arsalar ‘ŞARTLI BAĞIŞ’ yapılmıştır. Yani ŞARTLI BAĞIŞ’ın amacı dışı kullanımı da mümkün değildir. Böyleyken Adalar Belediyesi’nde kangren olmuş bir firmanın alacaklarını almak için belediyeye uygulamış olduğu hacizlerde Adalar Belediyesi ‘ŞARTLI BAĞIŞ’ yapılmış arsaları mal bildiriminde gösterdiği bilinmektedir. Alacaklı firma mal bildiriminde bulundunuz diye SATIŞ TALEBİ yapınca da, bu defada belediyenin tüm iş ve işlemleri bu arsalar üzerinden yürümektedir diye İcra dairesine itirazlar yapmaları tezatlıkları ortaya koymaktadır. Resmi kurumlar hem öyle hem böyle deyip yalan beyan yapmazlar. Devletin ciddiyetini küçük düşüremezler. Görünen o ki Adalar Belediyesi’ndeki uygulamalar iddiaları da haklı çıkartacak durumda.
Örneğin, personel giderlerinin bir önceki yılın gerçekleşen bütçesinin % 30’nu geçmesi halinde belediye başkanlarına çıkacak zimmet, belediyenin iç dış borç tutarının yine bir önceki gerçekleşen bütçesinden fazla olması halinde kredi kullanamaması gerekmekte.
Yasa koyucu bu şartı boşa koymamış. 5018 S.K 68-d mad. göre, meclise kredi kullanım izni için yetki alınırken sorumlu Mali Hizmetler Müdürü belediyenin iç- dış borç stokunun bütçeden fazla olup olmadığını göstermek zorundadır. Eğer ki, borç stoku yıllık gelirini aşıyor da gösterilmiyorsa işte bu KASITLI GÖSTERMEMELERİ ile kullanılan krediler KAMU ZARARI olarak krediyi alan, kullanan ve onay verenlere rücu ettirilmesi gerekir. Adalar Belediyesi zaten böyle BORÇ BATAĞINA saplanmıştır. Bu konular ile ilgili sarı soruşturma zarfları için şu an belediye personelinin büyük kısmı savunma hazırladıkları, 20/08/2018 Pazartesi gününe kadar vermek zorunda oldukları biliniyor.
Eski yeni belediye başkanlarına bütçe, kullanılan krediler, belediye personel giderlerinin gelirin %30’nu aşması ile ilgili konularda savunmalarının istendiği söylenmektedir. Peki Adalar neden böyle oldu. Niye belediyedeki her personel şu an soruşturmalar ile muhatap durumda. İşte burada adalıların da bir öz eleştiri yapması gerekiyor. Adaların başına kendilerini yönetecek kişileri siyasi parti ayrımı yapmadan iş başına getirmek zorundalar. Adaları, adalıları tanımayan, aslen adalı olmayan belediye başkan adayları olan partilere itibar etmemeleri gerekmekte olduklarını anlamalılar. Adalar’da iki dönem CHP’den başkan olan M.Farsakoğlu ve A.Aytaç ile bu kadar olabildi. M.Farsakoğlu üniversitede Kamu Yönetim dersi veren birisi olarak belediyeyi Kamu Kurumlarına, iş yapan müteahhitlere borçlu bırakıp gitti, yeni gelen yine CHP’li başkan A.Aytaç ise ondan aldığı borcu büyüttü. Adalar’da ne hizmet yapıldı diye bakarsanız yapılan hizmette yok. Borç çok. Kurtulmak için inkar et kamu zararı var deyip savcılıklara suç duyurusu yap buda etik değil, ahlaki hiç değil, sonucunda ise görevi bitip gitseler de iftira davaları olarak kendilerine geri döneceğini düşünmeden günü yaşamak, geçirmek sonrasında keşke başkanlığı yapmasaydım dedirtecek gibi.
Sonuç mu? Adalara Adaları, adalıları tanıyan dertlerini sorunlarını bilen, hizmet anlayışını ilke olarak benimseyen adalı başkan adaylarına parti gözetmeden oy vermek ve onları iş başına getirmek olmalı diyorum. Tabi bu kişinin tecrübesi varsa bir adalı olarak şimdiden oyum ona. Çözüm içimizden birisinin belediye başkanı olarak hizmet vermesi, dışarıdan gelenler ile bir türlü olmadı olmayacakta. Bir üçüncü dışarıdan gelecek adaya parti ayırmadan HAYIR.
Yakında İBB müfettişinin aşağıda yayınladığımız suç duyurusu için İst. Valiliğinin ayrı bir soruşturma başlatacağı bekleniyor. Bu defaki soruşturma direk A.AYTAÇ’ı hedef alacak gibi.
Şükrü Abanoz