Adalar ve İstanbul Kıyıları İşgal Altında

Adalar ve İstanbul Kıyıları İşgal Altında
Yayınlama: 30.01.2025
A+
A-

İstanbul’da kıyı işgalleri, özellikle kamu alanlarının özel mülk veya ticari amaçlarla kullanılması konusunda sıkça tartışılan bir konudur. İşte İstanbul’daki bazı dikkat çekici kıyı işgalleri:

  • Galataport Projesi: Karaköy’deki eski yolcu limanının dönüştürülmesiyle, bu alan kamuya açık olması gerekirken, büyük bir kısmı özel işletmeler ve oteller tarafından kullanılıyor. Bu durum, kıyıların kamu kullanımına kapatılması olarak eleştiriliyor.
  • Kalamış Parkı ve Marina: Kadıköy’de bulunan Kalamış Parkı ve Marina, büyük bir yapılaşma tehdidi altında. Bu bölgenin dolgu alanları ve yeni inşaat projeleriyle denizle bağlantısı koparılmaya çalışılıyor, bu da kıyı işgali olarak değerlendiriliyor.
  • Haliç Kıyıları: Haliç’te, özellikle Tersane İstanbul projesi ile kıyılar büyük ölçüde işgal edilmiş durumda. Bu proje, Haliç kıyılarını halka kapatırken, denizi beton platformlarla sınırlıyor ve doğal yapıyı bozuyor.
  • Bostancı Sahili: Kadıköy Bostancı sahilinde, İBB’nin arıtmadan denize döktüğü kanalizasyonun etkisiyle kıyılar kirleniyor ve bu durum, işgalin bir türü olarak değerlendirilebilir çünkü deniz kullanımını engelliyor ve çevreyi tahrip ediyor.
  • Moda – Fenerbahçe Parkı: Bu bölge, İstanbul’un içindeki en büyük açık ve yeşil kıyı alanlarından biri olmasına rağmen, ağır tahribat ve işgal riski altında.
  • Pendik Kıyıları: Tarihsel olarak İstanbulluların denizle iç içe yaşadığı bu bölgeler, artan dolgu yollar ve yapılaşmalarla kıyıların kamusal kullanımından koparılmış durumda.

Bu işgaller, kıyı kanununa aykırı olarak görülüyor ve hem yerel halk hem de çeşitli sivil toplum kuruluşları tarafından eleştiriliyor. Yapılan bu işgallerin yasal süreçlerle düzeltilmesi, kıyıların yeniden kamuya açılması için çeşitli kampanyalar ve hukuki mücadeleler sürdürülüyor.

Kıyı Kanunu

Kıyı Kanunu (Kanun No: 3621), Türkiye’de kıyıların kullanımı ve korunmasıyla ilgili temel yasal düzenlemeleri içeren bir kanundur. İşte Kıyı Kanunu’nun temel maddeleri ve özellikleri:

  1. Kıyı Tanımı:
    • Kıyı, deniz, tabii ve suni göl ve akarsu kıyılarını ifade eder. Kıyı, daimi olarak suyun üstünde kalan yerler ile su ile örtülü veya sular çekildiği zaman örtülü kalan yerlerden meydana gelir.
  2. Kıyıların Kamu Malı Olması:
    • Kıyılar, devletin hüküm ve tasarrufu altında olup, kamu malıdır. Bu nedenle kıyılar mülkiyeti gerçek veya tüzel kişilere ait olamaz ve kamunun ortak kullanımına açıktır.
  3. Kıyı Kenar Çizgisi:
    • Kıyı kenar çizgisi, kıyı ile kara arasındaki sınırı belirler. Bu çizgiden sonra başlayan alanlar kıyı kenar çizgisi ile sınırlanır ve bu alanlarda yapılaşma gibi faaliyetler sıkı kurallara tabidir.
  4. Kıyı Kullanımı ve Yapılaşma:
    • Kıyılar, kamunun yararlanmasına açık tutulmalıdır. Kıyıda yapı yapılması, kıyı kenar çizgisinden itibaren en az 100 metre mesafede olmalıdır ve bu yapılar kamu yararına yönelik olmalıdır (örneğin, liman, iskele, marina gibi).
    • İzin veya ruhsat verilmesi gereken durumlar, kıyıların doğal yapısını bozmayacak, halkın kullanımını engellemeyecek şekilde düzenlenmiştir.
  5. Koruma ve Denetim:
    • Kıyılar ve kıyı çizgisi, çevre koruma, kültürel miras, doğal güzellikler açısından korunmalıdır. Bu alanlarda her türlü faaliyet, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile diğer ilgili kurumların denetimine tabidir.
  6. Cezalar ve İhlaller:
    • Kıyı Kanunu’na aykırı yapılaşma, kullanım veya müdahaleler için idari para cezaları ve diğer yaptırımlar öngörülmüştür. İhlaller, kıyının yeniden kamuya kazandırılması amacıyla yıkım, ceza, vs. gibi sonuçlar doğurabilir.

Kıyı Kanunu, kıyıların doğal yapısının korunması ve halkın kullanımına açık tutulması amacıyla düzenlenmiş olup, yıllar içinde çeşitli değişiklikler ve eklemelerle güncellenmiştir. Bu kanun, çevresel ve hukuki tartışmaların merkezinde yer alır ve kıyıların korunması için çeşitli sivil toplum kuruluşları ve yerel yönetimler tarafından referans alınır.

Kıyı Kenar Çizgisi

Kıyı Kenar Çizgisi, Türkiye’de Kıyı Kanunu (Kanun No: 3621) kapsamında tanımlanmış olup, kıyı ile kara arasındaki sınırı belirleyen bir çizgidir. Bu çizgi, kıyıların kullanımı, korunması ve yapılaşma faaliyetlerine ilişkin kuralların uygulanmasında önemli bir rol oynar. İşte kıyı kenar çizgisi hakkında detaylı bilgiler:

  • Tanım: Kıyı kenar çizgisi, kıyının üst sınırını belirleyen ve kıyı ile kara arasındaki geçiş bölgesini ifade eder. Bu çizgi, daimi olarak suyun üstünde kalan yerlerden başlayarak, su ile örtülü veya sular çekildiğinde örtülü kalan yerler boyunca uzanır.
  • Belirleme: Kıyı kenar çizgisi, genellikle doğal kıyı şartlarına göre belirlenir. Ancak, bazı durumlarda, teknik çalışmalar ve ölçümlerle resmi olarak tespit edilir. Bu çizginin belirlenmesinde deniz seviyesi, gel-git, fırtına dalgaları gibi doğal olaylar dikkate alınır.
  • Kullanım ve Yapılaşma Kuralları:
    • Koruma Alanı: Kıyı kenar çizgisinden itibaren deniz tarafına doğru hiçbir yapılaşma izin verilmez. Bu alan, doğal haliyle korunur ve kamunun kullanımına açık tutulur.
    • Kıyı Kenar Çizgisinin 100 Metre İçerisi: Bu çizgiden başlayarak kara tarafına doğru 100 metrelik bir mesafe içinde, kıyının doğal yapısını bozacak, kıyının kamusal kullanımını kısıtlayacak yapılaşmalara izin verilmez. Bu alanda sadece kamu yararına yönelik yapılar (örneğin, iskeleler, limanlar) belirli şartlar altında yapılabilir.
    • Özel Durumlar: Bazı özel durumlarda (örneğin, kamu yararı, turizm, çevre koruma gibi gerekçelerle) bu mesafe değişebilir veya belirli izinlerle yapılaşmaya izin verilebilir, ancak bu istisnalar çok sıkı denetim ve şartlara tabidir.
  • Amaç: Kıyı kenar çizgisi, kıyıların doğal güzelliklerini ve ekosistemlerini korumak, kamu yararına kullanımını sağlamak ve kıyı erozyonuna karşı önlem almak için belirlenir. Ayrıca, bu çizgi, kıyıların kamu malı olarak kalmasını garanti altına alır.
  • Sorunlar ve Tartışmalar: Kıyı kenar çizgisinin yanlış veya değiştirilmiş olarak belirlenmesi, kıyı işgalleri, yasadışı yapılaşmalar gibi konular sıkça tartışma konusu olur. Bu durumlar, çevresel ve hukuki mücadelelere yol açabilir.

Kıyı kenar çizgisine ilişkin düzenlemeler, kıyıların korunması ve doğru kullanımı için hayati önem taşır ve bu konuda Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, belediyeler ve diğer ilgili kurumlar arasında koordinasyon gereklidir.

Kıyı Kanunu (Kanun No: 3621) zaman içinde çeşitli değişikliklere uğramıştır. Bu değişiklikler, kanunun uygulanmasını ve kıyıların korunmasını daha etkin hale getirmeyi amaçlamış, aynı zamanda bazı tartışmalara da yol açmıştır. İşte Kıyı Kanunu’nda yapılan bazı önemli değişiklikler:

  1. 2022 Yılı Değişiklikleri:
    • Kıyı Kenar Çizgisi Tespiti: 16 Nisan 2022 tarihinde yayımlanan değişiklik ile kıyı kenar çizgisinin belirlenmesine dair istisnalar getirildi. Özellikle, bazı Hazine arazileri ve turizm işletmeleri için kıyı kenar çizgisinin yeniden tespit edilebilmesi gibi düzenlemeler yapıldı. Bu değişiklik, kıyıların yapılaşmaya açılması konusunda endişeler yaratmıştı.
  2. Kıyı İşgallerine Yönelik Düzenlemeler:
    • Kıyıların kamusal kullanımının korunması için yapılan değişiklikler, kıyı işgallerine yönelik daha sert yaptırımlar ve cezalar içermektedir. Ancak, uygulamada bu cezaların etkinliği ve denetim süreçleri tartışma konusu olmaktadır.
  3. Kıyı ve Dolgu Alanlarında Yapılaşma:
    • Kıyı ve dolgu alanlarındaki yapılaşma şartları sıkılaştırılmış olsa da, bazı değişikliklerle bu alanlarda belirli şartlar altında yapılaşmaya izin verilmesi tartışmalara neden olmuştur. Örneğin, kamu yararına yapılacak altyapı tesisleri için esneklik sağlanmıştır.
  4. Çevresel ve Turizm Amaçlı İstisnalar:
    • Turizm ve çevresel koruma projeleri için bazı istisnalar getirilmiş, özellikle turizm tesislerinin kıyı kenar çizgisine yakın olabileceği durumlar netleştirilmiştir. Bu, kıyıların korunması ve halkın kullanımı açısından eleştirilere yol açmıştır.
  5. 2025 Yılı Değişiklikleri:
    • 2025 yılında, kıyıların kullanımında çevresel duyarlılığı artırmaya yönelik daha fazla düzenleme yapıldı. Örneğin, çevreyi kirletenlere uygulanacak cezaların artırılması gibi. Ancak, bu değişiklikler, kıyı işgallerini ve yapılaşmayı engelleme konusunda yeterli olup olmadığı konusunda kuşkulara yol açmıştır.
  6. Denetim ve Uygulama:
    • Belediyeler ve valiliklerin kıyı alanlarındaki denetim yetkileri güçlendirilmiş, ancak pratikte bu denetimlerin etkin bir şekilde yapılamaması, kıyı işgallerinin önlenememesi gibi sorunlar devam etmektedir.

Bu değişiklikler, kıyıların korunması ve halkın kullanımına açık tutulması arasındaki dengeyi bulmaya çalışırken, çevresel, ekonomik ve sosyal faktörler arasında bir denge kurmayı hedeflemiştir. Ancak, her değişiklik, uygulamada tartışmalara ve yeni hukuki süreçlere yol açabilir.

Bir Yorum Yazın

Bu site reCAPTCHA ve Google tarafından korunmaktadır Gizlilik Politikası ve Kullanım Şartları uygula.

ReCAPTCHA doğrulama süresi sona erdi. Lütfen sayfayı yeniden yükleyin.

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.