Büyükada’da ‘Kıyı İşgali’ Tepkisi: Denizle Adalı Arasına Demir Ve Betondan Set!

Büyükada’da ‘Kıyı İşgali’ Tepkisi: Denizle Adalı Arasına Demir Ve Betondan Set!
Yayınlama: 20.12.2025
A+
A-

İstanbul’un tarihi ve doğal mirası Büyükada’da, Kartal-Büyükada seferlerini yapan özel bir firmaya ait iskelenin denize doğru kazıklarla genişletilmesi ada halkını ayağa kaldırdı. “Kamu yararı” gerekçesiyle sunulan projenin, kıyı kanununa aykırı olduğu ve halk sağlığını tehdit ettiği iddia ediliyor.

İSTANBUL / BÜYÜKADA – Prens Adaları’nın kalbi Büyükada’da kıyı şeridi, irili ufaklı iskelelerin ve kontrolsüz yapılaşmanın kıskacında. Son olarak Prenstur iskeleninde başlatılan “denize doğru genişleme” çalışması, hem görüntü kirliliği hem de asbest riski taşıyan inşaat atıkları nedeniyle sert eleştirilerin odağı oldu.

“Yolcuların Kafası Çarpmasın” Diye Deniz Dolduruluyor mu?

İnşaatın gerekçesi olarak, büyük gemilerden inen yolcuların kafasının mevcut pergola sistemine çarpması gösterildi. Ancak bu sorunun mimari bir revizyonla çözülmesi yerine, iskelenin denize doğru metal kazıklar çakılarak büyütülmesi tercih edildi. Paylaşılan fotoğraflarda, denizin içine doğru uzatılan demir profiller ve mevcut beton yapının üzerine eklenen yeni bölmeler net bir şekilde görülüyor.

Kıyı Kanunu Ne Diyor?

3621 sayılı Kıyı Kanunu, kıyıların devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğunu ve buraların öncelikle kamu yararına kullanılması gerektiğini açıkça belirtir. Kanuna göre:

  • Kıyı Şeridi: Kıyıdan kara yönünde en az 100 metre genişliğindeki alan “kıyı şeridi”dir ve burada yapılacak yapılaşmalar çok sıkı kurallara tabidir.
  • Deniz Üstü Yapılar: İskele gibi yapılar ancak “zorunlu hallerde” ve imar planına işlenmiş şekilde yapılabilir.
  • Görüntü Kirliliği ve Erişim: Kıyı şeridinde halkın denize ulaşımını engelleyecek, görüşü kapatacak “duvar” niteliğinde yapılaşmalar yasal sınırları zorlamaktadır.

Ada sakinleri, her firmanın kendine özel bir iskele ve bekleme salonu yapmasının kıyıyı bir “yamalı bohçaya” çevirdiğini, denizin Adalıdan koparıldığını vurguluyor.

İnşaat Atıkları ve Asbest Tehlikesi

Görüntü kirliliğinin ötesinde, şantiye alanında denetimsizce bırakılan yalıtım malzemeleri (taş yünü/cam yünü) halk sağlığını tehdit ediyor. Rüzgarla çevreye yayılan lifli tozların, bölgeyi kullanan binlerce yolcu tarafından solunduğu belirtiliyor. Uzmanlar, bu tür malzemelerin özellikle eski yapılarla temas halinde olması durumunda asbest riski taşıyabileceği konusunda uyarıyor.

Tek Merkezli İskele Önerisi

Büyükada halkı ve çevre gönüllüleri, kıyıdaki bu kaosu bitirecek bir çözüm öneriyor: Merkezi İskele Sistemi. Mevcut tarihi Şehir Hatları İskelesi’nin modernize edilerek tüm yolcu trafiğinin tek bir noktada toplanması, sahil şeridindeki işgallerin sona ermesi ve kıyının yeniden halka açılması isteniyor.

Yetkililere Çağrı

İçişleri Bakanlığı mülkiye müfettişlerinin raporunda da belirtilen “kıyı yapısının bozulması” uyarısına rağmen devam eden bu inşaat için Adalılar, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Adalar Belediyesi’ni acil denetim yapmaya davet ediyor.

İhbar hattımıza gönderilen resimlerde, iskelenin deniz tarafına doğru I-profil (çelik kiriş) kazıklar çakıldığı görülmekte. Bu yöntem genellikle deniz üzerinde yeni bir platform oluşturmak için kullanılır. Ancak:

  1. Paslanma ve Korozyon: Açıkta duran demirlerin deniz suyuyla teması, kısa sürede korozyona yol açarak yapı güvenliğini zayıflatabilir.
  2. Kıyı Estetiği: Fotoğraftaki eski lastikler, paslı demirler ve açıkta duran teller, turistik bir merkez olan Büyükada’nın dokusuna tamamen aykırı bir “sanayi bölgesi” görüntüsü vermektedir.
  3. Halk Sağlığı: Yerdeki lifli atıklar (izolasyon malzemeleri), rüzgarlı bir havada solunum yoluyla doğrudan akciğerlere çekilebilecek kadar korunmasız durumdadır.
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.