“Yâr yolunu kolladım/ Beyaz mendil salladım/ Ona çiçek yolladım/ Akasyalar açarken”
Rahmetli Yesari Asım Ersoy, ne güzel ifade etmiştir bu güzel eserinde, tüm insanlara.
Beyaz mendil sallıyoruz evrene, Kınalıada’nın tüm Anadolu ve adalarımız gibi çok kültürlü yapısı, coğrafik dağılımında. Tam da ışıklarla yürüsün cennette, merhum Şair Yazar Raşit Kara’nın istemiş olduğu ve hayata bakmış olduğu pencereden.
Eski Akasya sinemasının bulunduğu alan içerisinde; 4. sü düzenlenen Raşit Kara’yı anma gününde iki dev çınarın arasında kah müzikle, kah şiirlerle, kah kısa tiyatro gösterisi ile ve en çok onun hayata bakış açısı ile bakarak. Yani tüm evreni ve yaratılmışları koşulsuz severek bakmak ilkesinden, hasretle anıyoruz.
İnsanlar çok bunaldıklarında her şeyi kafaya takmayabaşladıklarında tavsiyem, hastanelerin acil servislerinin kapısına doğru bir göz atsınlar. O zaman belki de yaşadıkları an’ın kıymetini çok daha iyi anlayabilirler.
Ve bizler, aynı topraklar üzerinde içimizde sonsuz sevgi ile mesela İstanbul da bir adaya gelsek; Sivas’ın Zara’sından kopup gelen ve bu arada içindeki koşulsuz sevgi ile herkesi kucaklayan üzerine Ömer Hayyam geceleri, Can Yücel anları yaşatan bir canı, daha çok anlayabiliriz belki de. Neden anlayamayalım ki, anlamak istedikten sonra.
Etkinlik açılışı; eğitimci yazar şair ve bir çok alanda herkese kol kanat gererek sanat adına paylaşımlarda bulunmak için kendini adamış bir isim olan Ahmet Saraçoğlu’nun konuşması ile başladı.Saraçoğlu konuşmasında; “Aramızdan erken ayrılan Raşit Kara’nın; birikiminin toplamını son yirmi yıl içerisinde gerçekleştirdiğini, ömrü boyunca insana, toplumunun çarpıklıklarına sessiz kalmayan bir duruş içerisinde olduğunu vurgularken, onun her dizesinde, her satırında bir isyan biçimi dile gelir.” ifadesini kullandı.
Etkinlikte; Adalar Belediyesi’nin CHP’li Belediye Başkanı Atilla Aytaç bey CHP Kurultayı nedeni ile Ankara’da bulunduğundan, onu temsilen konuşma yapan Belediye Meclis Üyesi Avadis Hilkat ne güzel anlattı bize Raşit Kara’yı!..
_”Kendi dünyasından özlediklerinden 30 yıl önce tanıdım kendisini. Sportmen, çevreci kimliği ile hayatıma feyz katan kişiydi. O’nun bir dörtliğü var : “Dağa taşa / Kurda kuşa/ İnsanlık namına/ Merhaba.”
O son derece duyarlı bir kişilikti. Hatta yere tükürmeme kampanyası başlattı. 13 gün süren bu yürüyüş Taksim’den Ankara’ya kadar sürdü ve bu anını, “ Medeniyet Yürüyüşü” adlı kitapta topladı. Aynı zamanda da çok iyi maratoncuydu.”
Kav Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Niyazi Yaşar ise adeta kuş bakışı kesit yaparak Raşit Kara üzerinden, biraz günümüz dünyası sorunlarından dert yandı ve yeni dünyanın onun gibi yürekli, sevgi dolu insanlarla yeniden sevgide birleşeceğine inandığını ifade etti.
Yazarlar Sendikası adına konuşan Leyla Şahin, gezi olaylarında katledilen gençlere hitap ettiği, “ Amber” adlı şiiri okudu.
Babasını kaybetmiş bir kız çocuğu olarak, gözyaşları içerisinde konuşmasını dinlediğim, sesi titreyerek duygularını ifade etmeye çalışan Raşit Kara’nın kızı Avukat Türkan Kara, sözleri ile bizleri aldı götürdü:
_“ Bir Pazar günüydü, babamı kaybettim. O gün bugündür pazarlarla aram iyi değil. Ve bir baktım aradan tam altı yıl geçmiş!”…
Duygularımız tavan yapmıştı ki Musa kardeşimizin sazı ile sevgili Zülfü Livaneli’nin sözleri olan: “Yüce dağlar başında mı/ Zemherinin kışında mı/ Şu gönlümün bir umudu/ Gözlerimin yaşında mı?
Kırılsa da kanadımız/ Asiye çıksa adımız/ Duyan duysun bilen bilsin/ Böyledir bizim sevdamız.”
Doruktaydık ve ardından bir başka ekiple, “Duduk”le hem Türkçe hem Ermenice, “ Sarı Gelin türküsü” çalındı, söylendi hep birlikte.
Ardından değerli müzisyen Akın Ok’un yeni albümünde de yer vereceği Raşit Kara’nın “ Dargın” adlı şiirini okuması, yorumlaması. Benim de kendisini tanıdığım, sofrasında bulunduğum Kınalıada’nın bir başka güzide insanı, Greek Müzik denince ekol olan rahmetli Buzuki Erol’u anması, onunla ilgili bir çalışma yapıyor olması beni de umutlandırdı duygulandırdı, vefanın lezzetini almanın hafifliğinde…
4. Raşit Kara Anma Etkinliğinde Şiir dalında para, plaket ve yazarın kitaplarından oluşan hediye seti ödüllerine layık görülen eserler ve sahipleri:
1. Aklımın Sabahları- Hüseyin Aslan, 2. Soluk zamanlar-Ferhat Dönmez, 3. 9.Kat senfonisi- Utku Kaygusuz.
Özendirme Ödülü: Leyla Füsun ve Aydın Yaya.
Ne diyelim; topraklarımızda Akın Ok’un da ifade ettiği ve Raşit Kara’nın da gözünden, gönlünden baktığımızda bellediğimiz gibi kardeşliğimiz ve huzurumuz sonsuz olsun.
Naçizane ben de Raşit Kara anısına kaleme aldığım, duygularımı paylaşıyorum.
Işıklarla yürü Raşit Kara…
HOŞGELDİN DOĞUM
Bir çiğ yağmış,
Adanın tam da orta yerine.
Hristo der ki, “ Kalimera” / “Efaristo”…
Kaç kıta bilir, kaç kıtaya yabancı bu saltanat.
Kaç kıtadan yoksun, bu tabiat…
Kendi kendine,
Kendi içinde yükselen,
Nisanın tam da baharında.
Erguvanların, mimozaların en büyük tohumunda,
Hangi şairlerdir, Onlar hatırlanası?..
Hangi mısralarıdır taze bir başak gibi,
Yine yine, yeniden çoğalası yüreklerde.
Yalnızlığımızın yoksun sokaklarında,
En çok sevdiğimiz tenekelerde ki sardunyalar gibi.
Güzelleşiveriyor yokuşlarında, adaların en büyük tılsımı.
Ve son günbatımı gibi burkarak kıvılcımından yüreğimize düşen.
Kaçıncı çoğul türküsünde bir ayazmanın,
Barış olsun diye yankısında, son tütsünün.
Ve kaç gönülde tutsak,
Sevgisiz farklı canlarda,
Farksızken çiçeklerden…
Hayat üniversitesinin diplomasız öğrencileri.
Kaç kuşa barış sığdırmış,
Kaç paskalyanın, damlasında damıtılmış sevgisi,
Kaç martının gagasındaki aşk bu,
Vapurdan vapura fütursuzca saplanış / koşuş.
Doğumdan, ölüme…
Hoş geldin doğum!..
Yazar Emel Seçen /Bülten Gazetesi