SAHNELERDE ARET FIRTINASI

SAHNELERDE ARET FIRTINASI
Yayınlama: 12.08.2013
Düzenleme: 25.11.2013 18:34
A+
A-

[flgallery id=108 /]

 

SAHNELERDE ARET FIRTINASI

 

 

SEVGİLİ ARET BEŞ YILDAN BERİ SAHNELERDE FIRTINA GİBİ ESİYORSUN. KISA BİOGRAFİNİ RİCA EDEBİLİR MİYİM.

 

Merhaba Sosiciğim, biliyorsun, İstanbulluyum. Kadıköyde doğdum. Evliyim. Bir kızım, bir de oğlum var. İşletme Fakültesi mezunuyum. Aynı zamanda, deri giyim ihracatı ile uğraşıyorum. İlk gençlik yıllarımdan itibaren sanata eğilimliydim. Müzikle, dans, halk oyunları ve tiyatro ile ilgilenmeye başladım. Uzun yıllar, gösteri, müzikal ve tiyatro oyunlarında sahna aldım, eğitmenlik de yaptım. Bu süreçte müzikle hep iç içe oldum. Özellikle yunan müziği ile. Arkadaşlarımın ve yakın çevremin ısrarı ile zaten yabancı olmadığım sahnelere bu kez greek müzik solisti olarak adım attım. Halen İstanbulda ve zaman zaman Türkiyenin çeşitli mekânlarında çalışmalarım devam ediyor.

 

KADERCİ MİSİN? HAYATI PLANLAYIP MI YAŞARSIN?

 

Bu yoğun yaşam temposunda tabii ki planlı yaşamam gerekiyor fakat planların gidişatında aksamalar olunca insan ister istemez bazı şeyleri kadere bırakıyor veya kaderi kabullenmek zorunda kalıyor.

 

HAYATA TEKRAR BAŞLAMAK GEREKİRSE NASIL BİR BAŞLANGIÇ SEÇERDİN?

 

Hayata tekrar başlayabilseydim, kesinlikle hayatım boyunca müzikle uğraşmak ve en derinlerine inmek isterdim.

 

OLMAZSA OLMAZLARIN VAR MI?

 

Hangi rolde ve neresinde olursa olsun, sahne, müzik, ailem, arkadaşlarım ve ömrümün büyük bölümünde tatma şansını bulduğum en büyük enerji kaynağım, alkışlar, alkışlar….

 

SENCE MUTLULUK NEDİR, TANIMLAYABİLİR MİSİN?

 

Mutluluk, hangi şartlarla olursa olsun insanın kendisini mutlu hissetmesidir bence ve inan Sosi, bunun maddi anlamda hiçbir şeyle ilgisi yok. Ağır bir hasta bile rahat nefes aldığında sahilde güneşlenen birinden, o an için, daha fazla mutlu olabilir. Fakir bir çocuk topaç çevirirken akülü otomobille oynayan bir çocuktan çok daha fazla mutlu olabilir. Genelde, yaşam tarzlarına imrenilen kişilerin tamamen mutlu yaşadıkları düşünülebilir mi? Bence her insan için değişken olan mutluluk kavramının en önemli şartı, kendine özel kaynaklarını bilebilme ve hissedebilme yetisidir. Yani, kısacası, mutlu olabilmek aslında her bireyin kendi elinde olan birşey.

 

HAKLISIN, MUTLULUĞU BULUNCA ONU SAHİPLENMEK, SIKI SIKI SARILMAK GEREKİYOR. HER ŞEY SEVGİDEN VE PAYLAŞIMDAN GEÇER. PEKİ, AŞKI NASIL TANIMLARSIN? HAYATININ AŞKINI DA MERAK EDENLER OLABİLİR..

 

Aşkın kendisi başlı başına bir muammadır. Aşk sözcüğü bazen vefanın, bazen da saygının eşanlamıdır. Aşk farkında olunmamış derin bir alışkanlığın, bazen da sebepsiz bir hoşlanmanın adı olabilir. Bazen da, belki aşk cinselliğin ta kendisidir. Bunlara birçok duygusal ve fiziksel öge eklersek, aşk için hepsinin bir arada olanıdır da diyebiliriz. Bu anlamda benim hayatımın aşkı yaşamımı en uzun süre paylaştığım ve az önce saydığım duygusal içeriklerin hemen hepsini barındırdığım hayat arkadaşımdır.

 

NE GÜZEL. BİRLİKTE UZUN YOLLAR KATETMENİZİ DİLERİM. SEVGİLİ ARET, HAYATTA HAYAL EDİP DE HENÜZ YAPAMADIĞIN BİR İSTEĞİN VAR MI?

 

Tabii ki var, olmaz olur mu? Tersi, amaçsız yaşamak olur zaten. Müzikal yaşantımda şu ana kadar solistlik ve söz yazarlığı yaptım. Şu sıralar söz yazdığım şarkıların stüdyo kayıtlarını yapıyoruz. Asıl hayalim beste ve sözleri bana ait olacak çalışmalar yapmak. Şu anda hayal edip de yapamadığım şey bu.

 

O DA OLACAK, HAYATTA HER ŞEY İSTEMEKLE, ADIM ATMAKLA BAŞLAR. SENİN BUNLARI GERÇEKLEŞTİREBİLECEK POTANSİYELİN VAR. ANLATIR MISIN SOLİSTLİK NASIL BAŞLADI? BİR ANDA SENİ SOLİST OLARAK ALKIŞLADIK. BU BİR TESADÜF MÜYDÜ? NE İDİ SENİ SAHNEYE İTEN? BU KARARI ALDIRAN?

 

Aslında tam olarak bir anda denemez. Sadece profesyonel anlamda sahne alma kararı öyle oldu denebilir. Amatör olarak zaten uzun yıllar sahne ile iç içeydim. Her fırsatta mikrofonu alıp şarkı söylerdim. Yapmayı çok istediğiniz bir şeyi içinizde tutamıyorsunuz, er geç bir fırsat çıkıyor karşınıza. Bunun ilk şartı özgüven. Bu fırsat bana kendine ait mekânı olan bir arkadaşım tarafından sunuldu. Arkadaşım ısrar etti, ben de kabul ettim. Bu benim için deneme değildi. Ben, başaracağımdan emindim. Sanatçı kavramına gelince, bana göre şarkı söyleyenlere halk dilinde takılmış bir sıfattır bu. Ben, gelen misafirlerin ne istediklerini en güzel şekilde nasıl eğlenebileceklerini iyice koklarım. Onları evime gelmiş dostlarım gibi kabul ederim. Tüm samimiyetimi ve ilgimi gönülden sunarım. İsteklerini yerine getirmeye çalışırım. Bunun için de geniş bir repertuar gerekiyor. Eğer sanatçılıktan bahsediyorsak, benim açımdan şarkıcılıktan önceki hayatımdaki faaliyetleri, dans ve tiyatroyu sayabiliriz. Belki, söz yazarlığımı da.

 

ÇOK GÜZEL DUYGULAR BUNLAR. SEN BU MESLEĞE BİRÇOK SOLİST GİBİ, ALAYLI BAŞLADIN. DAHA SONRA EĞİTİMİNİ ALDIN MI?

 

Evet, önceki yıllarda bazı enstrüman dersleri dışında alaylı başladım. Halen, şan eğitimi almaya devam ediyorum. Eğitim her alanda önemli ama bizim işlerde kulağın da rolü en az eğitim kadar önemli. Bu performanslar da, işin olmazsa olmazlarındandır. Ben bildiğimi okurum, isteyen dinlesin demekle olmuyor bu işler.

 

TİYATRODA OYUNCULUK DENEYİMLERİN VAR. BİRLİKTE SAHNE ALMIŞTIK. YANILMIYORSAM GALİBA İKİ OYUNDA BİRLİKTEYDİK. OYUNCULUK MU, SOLİSTLİK Mİ?

Tiyatro oyunculuğu dünyanın en zor işi.

Tüm bedeninizle, ruhunuzla, hafızanızla, sesinizle, sessizlikte pür dikkat sizi izleyen insan topluluğunun önünde sahnedesiniz. Kendi replikleriniz kadar sahnedeki oyuncuların da repliklerini bilmeniz ve kaçırmamanız gerekiyor. En ufak hatanız sadece sizi değil diğer oyuncuları, belki de oyunu etkileyebiliyorsunuz. Bence sahne sanatının en çok saygı duyulması gereken dalı tiyatro oyunculuğudur.

Solistlikte de buna benzer özellikler var ama en azından eğlenmeye gelen ve çakırkeyif bir kitleye hitap ediliyor ve bazen ufak tefek hatalar göz önüne çıkmıyor. Yani ben halimden memnunum diyebilirim.

 

SANA KATILIYORUM. TİYATRO YAPMAK BAŞLI BAŞINA ÖZVERİ VE DİKKAT İSTİYOR. OYUNCULUK ZEKÂ İŞİDİR. ZEKÂSINI ÇALIŞTIRMAYAN KENDİNİ OYNAR. SAHNE AŞİNALIĞIN SOLİSTLİK HAYATINA NE GİBİ KATKILAR SAĞLADI?

 

Oyunculuğunda, dansın da, sahne ve kulis tozunun da inanılmaz olumlu katkıları oldu. Şarkıcılığın ilk dönemlerinde bile sahnede veya kuliste olan teknik veya fiziksel olumsuzlukları hiç garipsemedim, sorun etmedim hatta dans ve oyunculuktan sonra bu iş bana daha rahat gibi geldi. Birçok zor yanları var tabii ama bunu fazla hissetmiyorum. Üç dört gün ardı ardına 4 er saat program yaptığımda bile yorgunluk hissetmiyorum. Galiba işimi severek yaptığım içindir.

 

KESİNLİKLE ÖYLE. ARET, SÖYLER MİSİN, NİÇİN RUMCA?

 

Çünkü Grek müzik geçmişte dinleyici ve seyirci olduğum yıllarda en sevdiğim ve ilgilendiğim müzik türüydü. Özellikle buzukinin tınısı çocukluğumdan beri anlatılmaz bir haz vermiştir bana. Repertuar uygulama aşamasında bazı sözcüklerin telaffuzunda Rum asıllı olan eşimin de küçümsenmeyecek katkıları oluyor tabii.

 

DİKSİYON HOCANI BEN DE TEBRİK EDİYORUM. ASIL MESLEĞİN DERİCİLİK. UMARIM DEVAM ETTİREBİLECEKSİN. SÖYLER MİSİN SOLİSTLİKTE SENİ EN ÇOK NE MUTLU EDİYOR?

 

Bu yaz müzik hayatımın 5.ci yılı. Dericilikte 25-30 yıllık geçmişime göre, yeni meslek sayılır. İki işimin beni olumsuz etkilememesi beni mutlu ediyor. Akşamüstü işimden ayrıldıktan 2-3 saat sonra işadamlığımdan arınıp şarkıcı lığa adapte olabiliyorum veya aynı şekilde programdan sonra birkaç saat dinlenip sabah tekrar işimin başında olabiliyorum. Bu benim için bir mecburiyet olmasa bile Hayatı bu şekilde yaşamak hoşuma gidiyor.

 

SAHNEDE ÇOK HAREKETLİSİN. NEDİR SENİ COŞTURAN, ŞARKILAR MI SAHNEDE OLMAK MI?

 

Sahnenin büyüsü ve tabii ki seyirci kitlesi diyebilirim.

Bazen ben bile kendimi tanıyamıyorum. Sahnede çok hareketliyim çünkü herkese ulaşmaya, tüm misafirlere aynı ilgiyi göstermeye çalışıyorum. Bana uyumlu bir kitle bulduğumda da doz zaman zaman artıyor. Hareketlilik zaten bende var olan bir şey. Şimdilik bundan büyük keyif alıyorum.

 

ÖRNEK ALDIĞIN BİR SANATÇI VAR MI?

 

Yıllar boyunca etkisinde kaldığım birçok sanatçı oldu tabii ki. Belki de onların hoşuma giden yönlerinin bir sentezi olarak çıkıyorum seyircinin karşısına.

 

HAYRANLARININ ÇOĞU ADALI. BELLİ Kİ SEN BU ÇEVREDE MUTLUSUN. ÇEMBERİN DIŞINA ÇIKMAK İSTEMEZ MİSİN?

 

Adalı olduğum ve sahneye adalarda başladığımdan adalarda oldukça geniş bir çevrem var. Zamanla bu kitle İstanbulun her yerinde bana destek verdi. Sağ olsunlar. Şu anda bu çemberin dışına çıkmış olsam bile, her fırsatta adalılarla birlikte olmaya çalışıyorum.

 

HER ZAMAN SAYGILI VE MÜTEVAZİ KİŞİLİĞİNİ TAKDİR ETTİM BEN OLDUM DİYENLERDEN DEĞİLSİN. SEMPATİ KAZANDIN VE İŞİNDE İLERLİYORSUN. HEDEFİN VAR MI?

 

Bu işlerde ben oldum kavramı olmaz. Aksini düşünen kendine zarar verir. Benimle eğlenmeye geldiklerini düşündüğüm misafirlere sahnede kendilerinden biri olduğum hissini vermeye gayret ediyorum. Sanırım, bu da onlara sempatik geliyor. İnsanlar, özel veya sıradan günlerde eğlenmek için bize geliyorlar. İşimiz,onların nasıl eğleneceklerini bilmek. Ertesi günü Aretle çok eğlendik demeliler aksi halde sanatçı egosu ile kendiniz söyler kendiniz dinlersiniz. Tabii ki hedeflerim var. Söz yazdığım şarkıları hayata geçirmek, sonrasında da bunlara bestelerimi katmak istiyorum.

 

SENİ ŞAŞIRTAN MUTLU EDEN BELKİ DE ÜZEN BİR SAHNE ANIN OLMALI. KISACA ANLATIR MISIN?

 

Şaşırdığım ve mutlu olduğum olaylar oldukça fazla. Genelde içkinin fazlaca tüketildiği mekâlarda çalışmamız rağmen şu ana kadar üzücü bir olay yaşamadım. Bu konuda tabii ki mekânların ve müşterilerin kalite düzeyi çok önemli oluyor.

 

ADALISIN. PRENS ADALARININ DOĞASINI VE KALİTESİNİ KORUMASI İÇİN YETKİLİLERDEN HERHANGİ BİR DİLEĞİN VAR MI?

 

Son yıllarda Adalarımıza yurt içinden ve yurt dışından gösterilen büyük ilgi özellikle esnafımızı mutlu ediyor fakat İstanbulun birçok semtinden gelen büyük kalabalık karşısında tesislerin kapasitesi yetmiyor, gezmeye veya denize girmeye gelen misafirlerimiz zaman zaman adalarımızın tadını alamadan geri dönüyorlar. Aşırı kalabalık deniz kirliliği orman yangını gibi sonuçlar yaratıyor.. Benim yetkililerden dileğim, durum daha vahim bir hal almadan adalarımızın genel kalitesini koruyacak önlemler alınması, en azından bunun farkında olunmasıdır.

 

BU YAZ BÜYÜKADADA SAHNEDESİN. KIŞIN DA ELA MAÇKADA ALKIŞLAYACAĞIZ SENİ. GECE HAYATINA RENK KATIYORSUN. BU KONUDA ELBETTE Kİ SÖYLEYECEĞİN SON BİR SÖZ OLMALI.

 

Senin de yakından bildiğin gibi her konuda son derece mütevazi kişiliğim var. Lütfen söyleyeceğim gerçekler yanlış anlaşılmasın. Sahne ve sanat geçmişimi bilmeyenler veya bilmezlikten gelenler başlangıçta beni garipsediler, başarılı olmamı arzu etmediler çünkü ben çevrem ve bazı özelliklerimden dolayı ilk programımdan bu yana hep üst düzey mekânlarda ve son derece elit kalabalıklara hitap ettim. Gerçi zamanla azınlıkta olan bu kitle, Aret gerçeğini kabullendi. Hatta sanatına yıllardır büyük saygı duyduğum ve rakip olmayı hayal bile etmediğim bazı sanatçılar beni rakip gördüler, benle uğraştılar hatta çelme takmaya kalkıştılar. Onlara kızmadım, bu bana gurur verdi. Bazılarına tüm samimiyetimle bir meslek sırrı verebilirim. Sevgili arkadaşlar içiniz dişiniz bir olsun. İnsanlar artık farklı yerlerde farklı kişiliklere bürünen, kendisini üstün kişilik olarak tanıtıp diğer sanatçılarla uğraşanlara prim vermiyorlar. Sanatçılarla aralarında duvar istemiyorlar. Lütfen bunu 35 yıldır sahne sanatlarıyla uğraşan Aret kardeşinizin size naçizane bir tüyosu olarak kabul edin.

 

SENİ ÇOK İYİ ANLIYORUM. MEGALOMANİNİN TEDAVİSİ YOK. ALLAH HERKESİN YOLUNU AÇIK ETSİN. SANAT UÇSUZ BUCAKSIZ BİR UMMAN. BİZLER BU UMMANDA BİR DAMLA SUYUZ. SENİN YOLUN AÇIK. ALKIŞLAR, BAŞARILAR SENİN OLSUN.

 

Sevgili Sosi, senin nezdinde internetten çok büyük okuyucu kitlesi olan Ada Gazetesine teşekkür ederim. Ayrıca yayın hayatınızda da başarılar dilerim.

Röportaj:Sosi Cındoyan

Bir Yorum Yazın

Bu site reCAPTCHA ve Google tarafından korunmaktadır Gizlilik Politikası ve Kullanım Şartları uygula.

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.